22 Temmuz 2015 Çarşamba

Şark Kedisi - Annemarie Schimmel



Kitabın Özgün Adı: Die Orientalische Katze (1991)
Yazar: Annemarie Schimmel (1922-2003)
Çeviren: Senail Özkan
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
Yayın Yılı – Yeri: 2009 – İstanbul, 1. Baskı


Şark kedileri... Küçük kalkık burunlu, ipek saçlı İran kedicikleri, kibirli Siyam kedileri, altın renkli Abbasi kedileri yahut çikolata tonunda kahverenkli Birmanya kedileri...” (Önsöz'den).

Alman Profesör Annemarie Schimmel, Dinler Tarihi Uzmanı ve Doğubilimcidir. Doğu medeniyetinin, özellikle İslam Medeniyeti'nin üzerine eğilmiş ve pek çok değerli eser vermiştir. Bu kitapta ise Türk, İran, Arap, Hint, Pakistan, Kuzey Afrika Müslüman topluluklarının geleneklerindeki ve yaşamlarındaki kedilerin, kedi olgusunun üzerine eğilmiştir.

Müslüman dünyasında, ta Eski Mısır'dan beri gelen mistik kedi sevgisi, Peygamber Hz. Muhammed'in hadisleriyle ve anlatılarıyla da birleştirilerek gelenekleşmiştir. Peygamber'in kedi sevgisi, kedileri seven sahabesine “Ebu Hureyre” (Kedilerin Babası) adını takması ve bunun gibi pek çok dini anlatı kitabın konuları arasında.

Ebu Hureyre'nin kedisi de burada
Mırlar, kuyruk sallar efendisine
Zira o mübarek bir hayvandır daima
Peygamber sırtını okşadı bir defa. (sf. 11)

(Goethe'nin Doğu Batı Divânı'ndan...)

Kediler, zeki, çevik aynı zamanda sevimli; tüm bunların yanında pek çok kez büyü ve hatta şeytanla bağdaştırılmış hayvanlar olmuştur. Bu yüzden İslam kültüründe yazarların, şairlerin onlara farklı bakış açıları geliştirmeleri normaldir. “Mesnevî”nin yazarı Mevlânâ, “Hirre-nâme”(Kedi Şiiri)'nin yazarı Meâlî, Hint şairi Mirza Garip, Arap şairi Ebu Şamakmak gibi birçok şair ve yazar, bu sevimli, küçük yaratıklar için övgü ve yer yer yergi niteliğinde sözler kaleme almıştır.

Kediler çevikliklerinden dolayı övülen, hırsızlıklarından dolayı çekinilen, munis ev dostluklarından dolayı sevilen ve tekinsiz yaratılışlarından dolayı korkulan varlıklardır.” diyor Profesör Schimmel (sf. 84).

Bu kitapta, İslam dünyasında kediler hakkında söylenen halk deyişleri, atasözleri, masallar, övgüler ve hicivler yer almıştır. Onlar kimi zaman nankörlükle suçlanıp hicvedilse de çoğunlukla iyi birer ev dostu ve yoldaş olmuşturlar. Hatta Osmanlı şairi Meâlî, ölen kedisi için “Hirre-nâme” adında bir mersiye dahi yazmıştır.

Kedi severlerin ilgiyle okuyacağı, güzel bir kaynak kitap niteliği taşıyor bu eser. Doğu dünyasının kedilere bakışını özetleyen, halk anlatıları, şiir parçaları ve kısa masallarla süslü bir “kedi kitabı”...

İster Doğu'da ister Batı'da olsun kedi birçok insan için sadık bir arkadaş ve yoldaştır; onların yalnızlığına ortak olur, maskaraca atlama ve sıçramalarıyla neşelendirir, fareleri kovar ve çok hoş mırıldanır, hatta tıpkı çizme giymiş bir erkek kedinin yaptığı gibi, sahibine mutluluk veren her türlü olağanüstü işler yapar ve bazen de sahibi için bizzat kendini feda eder.” (sf. 98).



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder