13 Mart 2015 Cuma

Kyoto - Yasunari Kavabata



Kitabın Özgün Adı: Kyoto (İngilizce'ye “The Old Capital” (1987) olarak çevrilmiştir).
Yazar: Yasunari Kavabata
Yayınevi: Cem Yayınevi
Yayın Yılı-Yeri: 1983-İstanbul, 1. Baskı
Türkçe'ye Çeviren: Esat Nermi


Japon Edebiyatı'nın dünyaca tanınan, özgün yazarlarından biri; Yasunari Kavabata. 1968 yılında “Nobel Edebiyat Ödülü”nü alan ilk Japon yazar olarak ülkesini gururlandırmıştır (Kenzaburo Oe 1994 yılında, bu ödüle layık görülen ikinci Japon olmuştur).

Kavabata, ülkemizde de romanları ve hikayeleriyle tanınan bir yazardır. 1962 yılında yazılan “Kyoto” adlı roman Türkçe'ye “Kiyoto”, “Kiraz Çiçekleri” ve “Kyoto: Eski Kentte Yeni Sevgililer” adlarıyla çevrilmiştir ve birçok farklı yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Bu lirik, şairane, buram buram Japon ruhu kokan romanı, diğer iki meşhur romanı Karlar Ülkesi (1935) ve Bin Beyaz Turna (1949) ile birlikte yazarına Nobel'i getirmiştir.

Romana ismini veren Kyoto şehri, Japonya'nın bin yıllık imparatorluk başkentidir. Ülkenin güneyindeki bu kadim şehir, yazarın romanında arka plan olmaktan çıkarak adeta bir karaktere bürünmüştür. Romanın kahramanları hayatlarına devam ederken, şehir de kendi dinamizmi içinde bin yıllık geleneklerini, değişmeyen mevsimlerini sırasıyla yaşamaktadır.

Kahramanımız Çieko, kumaş toptancısı Takiçiro Sata ve karısı Şige tarafından bulunmuş ve evlatlık edinilmiş genç bir kızdır. Çieko'nun tekdüze ama huzur içinde süren hayatı, yıllar sonra ikiz kardeşi Naeko'yu bulunca hareketlenecektir. Kızkardeşi Naeko, Sedirler Köyü'nde ormancılıkla uğraşan bir aile tarafından yetiştirilmiş bir taşralıdır. Çieko ise şehirli ve iyi yetişmiş bir genç kızdır. İkisini ayıran kader, onları farklı sosyal sınıflara savurmuştur. Tabi ikizleri düşündürecek sorunlar bununla bitmez; aralarında bir de erkek vardır: Hideo...

Kahramanların ruhsal tasvirlerini başarıyla veren Kavabata, onların psikolojik geçişlerini Kyoto şehrinin mevsimleriyle adeta sembolize etmiştir: Baharda çiçek açan menekşeler, kiraz ağaçları, şaşırtıcı renk ve çeşitlerle dolu olan Japon bahçeleri, dağları kaplayan heybetli sedir ağaçları, Kyoto'nun bir açıp bir kapayan kararsız havası... Hepsi ustaca kitaba serpiştirilmiştir.

Olaylar devam edip kahramanlarımız hayatını olağan sürecinde yaşarken, bizler de onlarla beraber şehri gezeriz. Bayramlar ve şenlikler şehri Kyoto'nun bitmeyen eğlencelerine tanık oluruz: Çığırlar Bayramı, Ebegümeci Bayramı, Ateş Tanrısı Bayramı, Gion Şenliği, Daymonci Şenliği, Giyokusui Şenliği... Eski başkentin görkemli tapınaklarına girip çıkar, çayhanelerde* geyşaların danslarını seyreder, çay törenlerindeki seramonileri şaşkınlıkla takip ederiz. Kitap bizi, “Mikado”ların* kadim başkentinde tura çıkarır adeta.

Kavabata, Japon ruhunun naif, ağırbaşlı, sanatçı tarafını bize yudum yudum vermiş bu eserinde. Kimonoların desenleriyle, obilerin(kuşakların) renkleriyle, çayların sıcaklığıyla kendimizden geçmememiz mümkün değildir.

Uzak Doğu'nun en sevimli milletinin hayatına girmek, az da olsa onlarla yaşayabilmek gerçekten bu iki yüz sayfada mümkün olabiliyor. Kavabata ile Kyoto'yu yaşamaya hazır mısınız?


* * * * *


Mikado: Japon imparatorlarının unvanı. Japon halkı daha çok “Tenno” unvanını kullanır.
Çayhane: Geyşaların, müşterilerine servis yaptığı, hizmet ettiği mekanın kibarca söylenişi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder