16 Şubat 2015 Pazartesi

Kappa - Ryunosuke Akutagawa




Kitabın Özgün Adı: Kappa (Japonya'da ilk baskı 1927. İlk defa 1947'de İngilizce'ye çevrildi).
Yazar: Ryunosuke Akutagawa
Yayınevi: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları
Yayın Yılı-Yeri: Mayıs 2010-İstanbul, 1. Baskı
Türkçe'ye Çeviren: Oğuz Baykara

Kappa; Japon folklorunda nehirlerde yaşayan, el ve ayakları perdeli, kafalarının üst kısmı tabak gibi düz, hayali varlıklardır (Arka Kapak). 77 sayfalık bu uzun öykünün kahramanı (hikayede adı belirtilmiyor), Hotakayama Dağı'na tırmanır. Aşırı sis yüzünden yolunu kaybedince kappaların ülkesinde bulur kendini. Bu yaratıkların ülkesi, insanların dünyasından çok farklıdır. Adetleri, alışkanlıkları, kanunları, velhasıl her şeyleri insanlarla zıttır. Kappaların dili de başkadır. Kahramanımız burada kalıp Kappaca öğrenecek ve o ülkenin vatandaşlığına geçecektir.

Derileri bukalemunlar gibi renk değiştiren, bir metrelik boyları ve ördek gagası gibi ağızlarıyla kappalar yazarımızın, zamanının siyasi ve sosyal dünyasını eleştirmek için yarattığı birer modeldir. Kappalarda dişiler erkeklerin peşinden koşar; işten atılan bir işçi kappanın etini patronları yer; çirkin ve genetik hastalığı olan kappalarla evlendirilmek için güzel kappalar seçilir gönüllü olarak... İşte tüm bu ilginç detaylar, kahramanımız ile kappa dostlarının konuşmaları sırasında irdeleniyor ve insanların dünyasındaki çarpıklıklarla, modern dünyanın çıkmazlarıyla karşılaştırılıyor.

Kapitalizm, aile baskısı, kadın erkek ilişkileri, dini yaşam, siyasi sansürcülük ve baskı, bu ilginç hikayenin irdelediği ve okuyucuya da düşünme fırsatı verdiği başlıklardan yalnızca birkaçı... Bizim edebiyatımızda İsmail Gaspıralı'nın “Darürrahat Müslümanları” öyküsünde idealleştirilmeye çalışılan ütopik toplum, Akutagawa'da ise mitoloji ve halk masallarıyla birleştirilmiş. Kappaların yaşamını insanların yaşamına tercih eden kahramanımız; bir bakıma enteresan ama samimi olan kappaları, medeni denilen ama ikiyüzlü olan insanların yaşamına yeğliyor.

Ryunosuke Akutagawa, Japon öykücülüğünün babası olarak görülmektedir. Japonya'da onun adına bir de hikaye ödülü verilmektedir. 1892'de Tokyo'da doğan yazar, 24 Temmuz 1927'de intihar etmiştir. 35 yıllık kısa yaşamına pek çok öykü, roman, gezi yazısı, anı ve eleştiri sığdırmayı başarmıştır. Onun en önemli öykülerinden olan “Raşomon” ve “Ormanın Sıklığında”, ünlü Japon yönetmen Akira Kurosawa tarafından birleştirilmiş ve 1950 yılında “Raşomon” adıyla film yapılmıştır.

* * *

“Rabbimiz bu dünyayı bir gün içinde yarattı... Dünyayı yarattıktan hemen sonra, yeryüzündeki ilk dişi olan Kappa Anamızı yarattı. Kappa Anamızın yalnızlıktan canı sıkılmaya başlamıştı... İlahi Rabbimizden kendisine bir erkek kappa vermesini niyaz etti. Rabbimiz onun bu haline acıdığı için, Kappa Anamızın beyninden bir parça alarak erkek kappayı, yani Kappa Babamızı yarattı. Ve onlara şu ayeti kerimeyi indirdi:

Zevkine payan yoktur bu işin
Yiyin için ey kullarım, sevişin...” (sf. 63)


Ryunosuke Akutagawa (1892-1927)



2 Şubat 2015 Pazartesi

Gönül Hanım - Ahmed Hikmet Müftüoğlu



Kitabın Tam Adı: Gönül Hanım
Yazar: Ahmed Hikmet Müftüoğlu (d: 1870, İstanbul - ö: 1927, İstanbul)
İlk Yayınlanışı: Tasvîr-i Efkâr gazetesinde, 3 Mart – 13 Nisan 1920 tarihleri arasında 33 tefrika(yayın dizisi) şeklinde yayınlanmıştır. Romanın kitap halinde ve yeni harflerle ilk baskısı, Dr. Fethi Tevetoğlu'nun “Büyük Türkçü Müftüoğlu Ahmed Hikmet” adıyla yayınladığı çalışmasıdır(1951). 2. Baskı ise yine Dr. Fethi Tevetoğlu'nun hazırladığı “Gönül Hanım” isimli tam metindir (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1971). Kitap, Ankara'da 1987 yılında bir baskı daha yapmıştır. Bugüne kadar farklı yayınevleri kitabı yayınladı.

Kitabın başkahramanı Üsteğmen Mehmet Tolun, Osmanlı – Rus savaşlarında düşmana esir düşmüştür ve Sibirya'ya sürgüne yollanır. Orada Tatar tüccar Ali Bahadır Kaplanof ve kızkardeşi Gönül Kaplanof'la tanışacaktır. Bu üçlü, kadim Türk diyarına yani Orhun Vadisi'ne, Göktürk Kitabeleri'nin olduğu topraklara seyahat etmek için birleşir. Aralarına, yine Ruslara esir düşmüş bir Macar asilzadesi olan Kont Bela Zichy'nin de katılmasıyla, ekibin adının “Gönül Hanım Sefer Heyeti” olmasına karar verilir.

Bu dört Türk, Sibirya'dan Moğol topraklarına uzanan bir dizi macera yaşayacaktır. Yazar Ahmed Hikmet Turancılık hisleriyle yazılmış bu romanında, yer yer roman tekniğini unutarak tarih dersi vermeye de çalışıyor. Buna rağmen kitap okuyucuyu sürüklüyor.

Yazar, Türk milliyetçiliğini başkahraman Mehmet Tolun'un karakterinde ete kemiğe büründürmüş adeta. Gönül Hanım ise çekik gözleriyle, tombul ve hafif çilli yanaklarıyla, kumral saçlarıyla okuyanlar üzerinde gerçek bir Turan kızı imajı yaratıyor. Üsteğmen Mehmet, Osmanlı ve Müslüman kimliğiyle doğulu Türk'ü; Kont Bela Zichy ise Hristiyan inanışı ve Avrupalı karakteriyle batılı Türk'ü temsil etmiştir. Yazar Ahmed Hikmet din ayırt etmeksizin, bütün Turan kavimlerini romanında tek çatı altına almış görünmektedir.


Ahmed Hikmet Bey, Ziya Gökalp, Ömer Seyfeddin gibi asil Türk milliyetçisi kadronun yetiştiği bir dönemde yaşamış, eserlerini bu ideal doğrultusunda kaleme almıştır. Yazarının edebiyatçı ve fikir adamı hüviyeti unutulmadan okunduğunda Gönül Hanım romanı, Türkçü-Turancı roman anlayışının ilk örneklerinden biri olarak durmaktadır ve önemlidir.